İmge.Mekan.İnsan: Yazgı Kardeşliği
02 Ağustos - 15 Ağustos 2023III.
İmge.Mekan.İnsan: Yazgı Kardeşliği; tarihi bir mekanda sergilenen sanatsal ifadeleri, mekanla ve imgelerle ortak bir yazgıyı paylaşan “kardeşler” olarak ele alır.
Sergi, yapıtları ve sergi mekanını rekabetsiz ve kapsayıcı bir etkileşimle bir araya getirir ve aralarındaki ilişkiyi irdeler.
İmge.Mekan.İnsan: Yazgı Kardeşliği sergisi şu önermeden ilerler:
İmge, mekan ve insan üçlüsü, birbirlerine görünen ya da görünmeyen bağlarla bağlıdırlar. İnsanı bir imgeye tutunduran bazen bir hayal bazen bir anı bazen bir yer bazen açığa
çıkarılmak istenen bir bilgidir.
Ne mekan ne insan ne de imgeler akıp geçen zamanda aynı kalmaz, hepsi değişir. Mekanların kaderi insana bağlı gibi görünür. Oysa her yapı; geçmişi, değerleri ve yansımalarıyla insan
topluluklarının yaşamını etkiler.
18. yüzyıl Osmanlı tersane ve tekne yapım merkezi olarak inşa edilen Bodrum Osmanlı Tersanesi arazisi içinde bulunan kule, başlangıçta korsan saldırılarından korunmak amacıyla
yaptırılmıştır ancak günümüzde eklektik bir sergi mekanıdır.
İmge.Mekan.İnsan: Yazgı Kardeşliği; mekanı olduğu haliyle, geçmişi ve çağrışımları ile sergi konsepti içine alır. Mekan ve yapıtlar arasında, birbirine yanıt verir biçimde, ilişkiler kurar.
Yarışma ve sınıflandırma mantığından uzak bir sergileme modeli izler.
Sergi, davetli sanatçılardan seçilen işleri yerleştirmeler halinde izleyiciye sunar.
Tersane ortamının tarihi dokusu, zaman içinde uğradığı müdahaleler, bugün yaydığı duygu ve farklı teknikler kullanılarak gerçekleştirilen sanatsal ifadeler birbirlerine bağlanır.
Sergi; eski ile yeninin, korunan ile geriye kalanın buluşmasının yollarını, yazılmamış bir geçmişi, günceli ve yeni imgelerin çağrışımlarını araştırır.
Başka bir paradigmada, sergileme mekanı ile sergi arasında yarış gibi görünen şey burada bir ortaklığa, bir yazgı kardeşliğine dönüşür.
Kayıp Zamanın İzinde adlı eserinde Marcel Proust der ki: ‘Bir imgenin belleğimizde yer eden anısı geçmişte yaşanmış belli bir anın pişmanlığından başka bir şey değildir’. Ve evler, yollar,
meydanlar kaçar giderler. Heyhat! Yıllar gibi.”
Biz diyoruz ki:
İmgeler değişir…
Mekanlar değişir…
İçinde yaşayan insanlar değişir… Kurdukları hayaller ve belleklerinde biriktirdikleri
değişir…
Ama birbirlerine görünmez bağlarla bağlanmaları değişmez.
Bu bağları keşfetmenin yolu yapıtları bulundukları ortamla bir arada düşünmek ve kendi anlam dünyamız içinde değerlendirmektir.
Dr. İpek Çankaya